ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞUYU) DAVASI
Bir taşınır, taşınmaz ya da bir hak üzerinde birden fazla kişinin ortak mülkiyet sahibi olması zamanla paydaşlar arasında anlaşmazlığa yol açabilir. Bu tarz durumlarda paydaşların bireysel haklarını koruyarak ortaklığı sona erdirmek için başvurulan hukuki çözüm yolu ortaklığın giderilmesi davasıdır. Ortaklığın giderilmesi davası bir diğer adıyla izale-i şuyu davasında paydaşların dava konusu üzerindeki haklarını netleştirmek, mülkiyeti bireyselleştirmek amaçlanır. Ortak mülkiyet hususuna kısaca değinecek olursak iki farklı şekilde bu hususa rastladığımızdan bahsedebiliriz. Bunlardan ilki “paylı mülkiyet” tir. Paylı mülkiyette paydaşlardan her birinin hak sahibi olduğunu gösterir tapuda belirtilen belirli bir oranı vardır. Diğer ikincisi ise “elbirliği mülkiyeti”dir. Elbirliği mülkiyetinde paylar belli olmayıp malın tamamı paydaşlara aittir. Bu durumun paydaşların anlaşmazlıkları ve ekonomik sebeplerle sona erdirilmesi gerektiğinde paydaşlar ortaklığın giderilmesi(izale-i şüyu) davasıyla ortaklığı sona erdirmek isteyebilir.

Ortaklığın Giderilmesi(İzale-i Şuyu) Davası Nedir ve Hangi Durumlarda Açılır?
Ortaklığın giderilmesi(izale-i şüyu) davası, bir taşınır, taşınmaz ya da bir hak üzerinde birden fazla kişinin ortak mülkiyet sahibi olması durumunda ortaklığın mahkeme kararıyla sona erdirilmesini sağlayan hukuki bir süreçtir. Paydaşlardan her hangi birinin talebiyle başlayan bu dava, paydaşlar arasında anlaşmanın mümkün olmadığı durumlarda başvurulan bir çözüm yoludur. Bu dava, özellikle taşınmazlar (arsa, bina, tarla), taşınırlar (araç, ziynet eşyası) ve genelde miras mallarının paylaşımında paydaşlar arasında anlaşmazlık çıkması durumunda sıkça gündeme gelir. Paydaşlar arasında ortak mülkiyetten kaynaklı sürekli bir uyuşmazlık yaşanması, paylaşım konusunda ekonomik veya teknik zorlukların ortaya çıkması, miras yoluyla kazanılan mallarda paylaşımın paydaşlar nezdinde hakkaniyetli yapılamaması, ortaklığı sona erdirme konusunda paydaşların uzlaşamaması gibi durumlarda paydaşlardan herhangi biri tarafından ortaklığın giderilmesi(izale-i şüyu) davası açılabilmektedir. Ortaklığın giderilmesi(izale-i şüyu) davasında taraflar ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemek, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemek, ortaklığın kat mülkiyeti kurulması yoluyla giderilmesini istemek taleplerinde bulanabilir. Bu davalar, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip geri mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Ortaklığın Giderilmesi(İzale-i Şuyu) Davasının Hukuki Dayanağı ve Temel Prensipleri
TMK m.698:
“Paydaşlardan her biri, paylı malın paylaşılmasını isteyebilir. Bu paylaşma, aynen taksim suretiyle mümkün olmadığı takdirde malın satışı yoluyla yapılır.”
Ortaklığın giderilmesi(izale-i şüyu) davası, net bir şekilde mevzuatımızda bu isimle düzenlenmemiş olup Türk Medeni Kanunu’nun TMK 698. maddesi ve TMK 699. maddesi yasal dayanağını oluşturmaktadır. Mevzuatımızdaki bu düzenlemeler, paydaşlardan herhangi birinin, ortak mülkiyetin sona erdirilmesini talep etme hakkını güvence altına almaktadır. Bu hakkın kullanımı için diğer paydaşların rızası aranmaz. Dolayısıyla, hiçbir ortak diğerinin talebine mani olamaz.
Ortaklığın Giderilmesi Nasıl Sağlanır?
TMK m.699:
“Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.”
Yargılama sonucunda ortaklığın giderilmesine ilişkin iki yöntem uygulanır:
Aynen Taksim (Fiilen Bölme) Yöntemi
- Dava konusu taşınır veyahut taşınmaz mal ifraza uygunsa yani malın fiziki olarak bölünmesi mümkünse, mahkeme talep halinde aynen taksime karar verebilir.
- Mesela, dava konusu bir tarla ya da arsa ise bu tarla ya da arsanın fiziki olarak bölünmesi mümkünse bu tarla ya da arsa paydaşların hisselerine uygun şekilde bölünerek paydaşların her birine düşen kısım ayrı ayrı paydaşlara teslim edilir.
- Bölünme halinde malın kullanışsız hale gelmesi veyahut değer kaybetmesi gibi bir sorun varsa, aynen taksim uygulanamaz.
Satış Yöntemi
- Dava konusu taşınır veyahut taşınmaz mal ifraza uygun değilse yani malın fiziki olarak bölünmesi mümkün değilse ayrıca bölünme ekonomik açıdan tarafların menfaatine uygun değilse, mahkeme malın satışına karar verir.
- Satış, paydaşlar arasında ihale yöntemi ile veyahut açık artırma yöntemiyle yapılır. Paydaşların tamamı satışı kabul ederse bu işlem sadece paydaşlar arasında gerçekleştirilir. Eğer paydaşlardan herhangi biri aynı kanaatte değilse satış işlemi kamuya açık bir şekilde yapılır. Mahkeme tarafından ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararı verilip akabinde bu karar kesinleşirse dosya satış memurluğuna gönderilir. Satış memurluğunca satışa konu malın kıymet takdiri düzenlenir. İcra ve İflas Kanun Hükümlerine göre bu işlem tesis edilir. Satış memurluğu tarafından gerçekleştirilen bu işlemden elde edilen bedel, paydaşların hisseleri oranında paylaştırılır.
- Paydaşlar, satış sırasında malı kendileri satın alabilir. Bu durum, taraflar arasında bir uzlaşma zemini sağlayabilir.
Arabuluculuk Dava Şartı Mı?
1 Eylül 2023 tarihi itibariyle, izale-i şuyu davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı haline getirilmiştir. Bu düzenlemenin amacı dava açılmadan önce tarafların anlaşarak süreci kısa ve masrafsız bir şekilde çözmelerini sağlamaktır. Arabuluculuk dava şartı olduğundan arabuluculuk süreci tamamlanmadan doğrudan dava açılırsa dava usulden reddedilir.
Arabulucu, tarafları bir araya getirerek paylaşım konusunda anlaşmalarını sağlamaya çalışır. Taraflar anlaşırsa dava sürecine gerek kalmadan paylaşım gerçekleştirilebilir. Eğer taraflar anlaşma sağlayamazsa arabuluculuk sürecinin tamamlanması akabinde dava açılabilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme:
İzale-i Şuyu davalarında görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Yetkili Mahkeme:
- Taşınmaz mallar ile ilgili davalarda taşınmazın veyahut taşınmazların bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
- Taşınır mallar ile ilgili davalar da ise genel yetki kuralları çerçevesinde davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Ortaklığın Giderilmesi(İzale-i Şuyu) Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları
7. Hukuk Dairesi 2024/4033 E. , 2024/5035 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1430 E., 2021/512 K.
DAVA TARİHİ : 29.01.2014
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların müştereken malik oldukları 570 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle aynen taksim, olmadığı takdirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2015 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 tarih ve 2018/4703 Esas, 2019/5930 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu 570 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre 1/2’şer paylı olarak davacı ve davalı adına kayıtlı olduğu, tarafların kullanımında olan binaların, dava konusu olmayan komşu 571 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğu, dava konusu 570 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise komşu 571 No.lu parselin maliki olan dava dışı Mümin Çıtak’a ait binanın bulunduğu tespit edilmiş ise de, dava konusu taşınmazda paydaş olmayan Mümin Çıtak’ın muhdesat sahibi olarak davaya dahil edilmesi ve ona satış bedelinden pay verilmesi mümkün olmadığı gibi tarafların kullanımında olan binaların, dava konusu olmayan ve dava dışı üçüncü bir şahıs adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunmasının da davaya bir etkisi bulunmadığından, Mahkemece, işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.01.2015 tarihli kararıyla davanın kabulü ile 570 parselde kayıtlı ve…Mahallesi, 2385 Sokak, No:55/57 adresinde bulunan taşınmazdaki paydaşlığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini, dava konusu 570 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki adet binanın davanın taraflarına ait olmayıp, 30 yılı aşkın süredir dava dışı komşularının kullanımında olduğunu, ayrıca taşınmaz üzerindeki binayı kullananlardan Saliha Topuz’un işbu davanın taraflarına karşı tapu iptali ve tescil davası açtığını, tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesinin gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 698 inci ve 699 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı … tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı …’ün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2024/4020 E. , 2024/5027 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/29 E., 2016/302 K.
DAVALILAR : TEDAŞ vekili Avukat …, … vd. vekili Avukat …, … vekili Avukat …, … vd.
DAVA TARİHİ : 02.02.2012
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 125 ada 11 parsel, 126 ada 6 parsel, 140 ada 20 parsel, 140 ada 47 parsel, 142 ada 13 parsel, 142 ada 14 parsel, 159 ada 123 parsel ve 178 ada 10 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … temyiz dilekçesinde; 6537 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazlardan birisi hariç diğerlerinin tarla vasfında olduğunu, mirasçıların paylarını davalıya devrettiklerini ancak Mahkemece bu durumun araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı …’nun aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; Mahkemece dava konusu 125 ada 11 parsel, 126 ada 6 parsel, 140 ada 20 parsel, 140 ada 47 parsel, 142 ada 13 parsel, 142 ada 14 parsel, 159 ada 123 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesine rağmen hüküm fıkrasında satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağı hususu açıkça gösterilmemiştir.
3. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı …’nun diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendine “dava konusu 125 ada 11 parsel, 126 ada 6 parsel, 140 ada 20 parsel, 140 ada 47 parsel, 142 ada 13 parsel, 142 ada 14 parsel, 159 ada 123 parsel sayılı taşınmazların satış bedelinin tapudaki hisseleri ve miras payları oranında taşınmaz hissedarlarına dağıtılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
